Şeyma Topçu (Ankara/1992)

Sofra Distopyası, 2023

Düzenlenmiş sofra kurgusu üzerine renklendirilmiş epoksi reçine döküm, 75x120x85 cm

Alma ve verme dengesini kurmak, hayatın her alanında olduğu gibi sınırlı kaynakların sürekli olarak kullanılmasında da hayati bir önem taşır. Geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakmak, gelişmiş bir bilincin ve dolayısıyla medeniyetin bir mirası olmalıdır. Suyu, havayı ve toprağı temiz tutabileceğimiz uzun vadeli enerji kaynaklarına yaşamımızda yer açacak projeler tasarlamak, soframıza gelen gıdanın niteliğini doğrudan etkiler. Son günlerde Rize’de fen lisesi öğrencileri tarafından yüksek rakımlı yaylalara yağan kardan numuneler alınarak bir araştırma yapıldı. Araştırma sonucunda karın içinde bir petrol türevi olan plastikten yayılan mikroplastikler bulundu. Bu, doğaya verebildiğimizden çok daha fazlasını aldığımızın kanıtıdır. Yakın bir gelecekte soframızda fosil bir yakıt olan petrolden başka bir şey göremeyecek olmamıza istinaden sürdürülebilirlik kavramının yokluğunu vurgulamasını istediğim bir enstalasyon çalışması gerçekleştirdim. Tabak, bardak, çatal ve kaşık gibi sofra gereçlerini yutan bir masa hayal ettim. Siyah epoksi reçineden yapılan bu masadaki gereçler artık aileleri bir araya getirecek nitelikte olamayacak, temel ihtiyacımız olan yemek için işlevsel özelliklerini kaybedecektir. Siyah epoksi içine gömülü sofra gereçleri petrolvari sıvıya batar gibi alışıldık masa düzleminden kayarlar.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Alma ve verme dengesini kurmak, hayatın her alanında olduğu gibi sınırlı kaynakların sürekli olarak kullanılmasında da hayati bir önem taşır. Geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakmak, gelişmiş bir bilincin ve dolayısıyla medeniyetin bir mirası olmalıdır. Suyu, havayı ve toprağı temiz tutabileceğimiz uzun vadeli enerji kaynaklarına yaşamımızda yer açacak projeler tasarlamak, soframıza gelen gıdanın niteliğini doğrudan etkiler. Son günlerde Rize’de fen lisesi öğrencileri tarafından yüksek rakımlı yaylalara yağan kardan numuneler alınarak bir araştırma yapıldı. Araştırma sonucunda karın içinde bir petrol türevi olan plastikten yayılan mikroplastikler bulundu. Bu, doğaya verebildiğimizden çok daha fazlasını aldığımızın kanıtıdır. Yakın bir gelecekte soframızda fosil bir yakıt olan petrolden başka bir şey göremeyecek olmamıza istinaden sürdürülebilirlik kavramının yokluğunu vurgulamasını istediğim bir enstalasyon çalışması gerçekleştirdim. Tabak, bardak, çatal ve kaşık gibi sofra gereçlerini yutan bir masa hayal ettim. Siyah epoksi reçineden yapılan bu masadaki gereçler artık aileleri bir araya getirecek nitelikte olamayacak, temel ihtiyacımız olan yemek için işlevsel özelliklerini kaybedecektir. Siyah epoksi içine gömülü sofra gereçleri petrolvari sıvıya batar gibi alışıldık masa düzleminden kayarlar.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.