Tolga Akbaş (İstanbul / 1977)

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fotoğraf Bölümü

Arkandan Ağlar, 2023

Hahnemühle fine art baskı+ Enstalasyon, 55×88 cm + 150×150 cm

Savaşlar sonrası yerlerinden edilen, kıtlık ve fakirlik gören annelerin en güzel lafıydı “yemezsen arkandan ağlar” lafı.

Gelişen gıda üretim teknolojileriyle beraber yaşanan görece bolluk sonrası arkamızdan ağlamayan yemekler, obezite gibi tedavisi için yılda 2 trilyon dolar harcanan büyük sorunlarla karşımıza çıktı.

Bu görece bolluk dönemi, obezitenin yanında büyük bir israf fırtınasını da beraberinde getirdi. Dünyanın bir kısmı güvenli gıdaya ulaşabiliyor ama israfı önleyemiyordu. Diğer kısmının ise güvenli gıdaya erişimi çok kısıtlıydı. Hatta gelişmiş ülkelerdeki (ABD ve Avrupa) israf edilen gıda ile, dünya nüfusunun 3 katını beslemek mümkündü.

İşler çığırından çıkmış, sosyete masalarında, tabakta yemek bırakmak bir adet haline gelmişti. Gelişmiş ülkeler keyfi israf yaparken, gelişmekte olan ülkelerde israf, daha tüketiciye ulaşmadan, altyapı yetersizliğinden gerçekleşiyordu.

Oysa sürdürülebilir beslenme ile sorunları aşmak mümkündü. Emisyon oranı yüksek et ve balık tüketimi yerine, emisyon oranı düşük sebze ve meyvelere yönelmek yahut tabağına ağlatmayacağın ve seni de ağlatmayacak kadar yemek koymak gibi…

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Savaşlar sonrası yerlerinden edilen, kıtlık ve fakirlik gören annelerin en güzel lafıydı “yemezsen arkandan ağlar” lafı.

Gelişen gıda üretim teknolojileriyle beraber yaşanan görece bolluk sonrası arkamızdan ağlamayan yemekler, obezite gibi tedavisi için yılda 2 trilyon dolar harcanan büyük sorunlarla karşımıza çıktı.

Bu görece bolluk dönemi, obezitenin yanında büyük bir israf fırtınasını da beraberinde getirdi. Dünyanın bir kısmı güvenli gıdaya ulaşabiliyor ama israfı önleyemiyordu. Diğer kısmının ise güvenli gıdaya erişimi çok kısıtlıydı. Hatta gelişmiş ülkelerdeki (ABD ve Avrupa) israf edilen gıda ile, dünya nüfusunun 3 katını beslemek mümkündü.

İşler çığırından çıkmış, sosyete masalarında, tabakta yemek bırakmak bir adet haline gelmişti. Gelişmiş ülkeler keyfi israf yaparken, gelişmekte olan ülkelerde israf, daha tüketiciye ulaşmadan, altyapı yetersizliğinden gerçekleşiyordu.

Oysa sürdürülebilir beslenme ile sorunları aşmak mümkündü. Emisyon oranı yüksek et ve balık tüketimi yerine, emisyon oranı düşük sebze ve meyvelere yönelmek yahut tabağına ağlatmayacağın ve seni de ağlatmayacak kadar yemek koymak gibi…

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.