Ferhad Salman (Mardin, 1992)

Mardin Artuklu Üniversitesi / Resim Bölümü Yüksek Lisans

Yaşadığım şey bir başkasının fantezisi, 2022

Kâğıt Üzerine Akrilik Boya, 20×21 cm (Her biri)

Yaşadığım şey nedir? Diye bir soruyla başlıyorum, hayatın imgelerine, yeniden bakmak istiyorum. Etrafımızda vuku bulan bütün olaylar ve olgular bizde yeni duygular yaratıyor. Yaratılan sözde duyguların ne kadarı bize ait. Ben kendimi dünya karşısına nasıl konumlandırıyorum? İktidar kendini var etmek için ortaya attığı bilgilerle yarattığı öznenin dışına nasıl çıkabilirim? Tam bu noktada sanat bana bir kaçış noktası sunuyor. İktidarın ifşası ve yeniden yapım sökümü kaçınılmaz hale geliyor. Saul Newman’ın Bakunin’den Lacan’a kitabından bir alıntı ile devam etmek istiyorum. 

 

“Savaş makinesi devlete bir dışarısı oluşturur. Devlet içsellikle nitelenirken savaş makinesi mutlak dışsallıkla nitelenir. Bununla birlikte, bu dışarısı nosyonunun anarşist doğa yasaları nosyonu gibi özcü olmadığı anlaşmalıdır. Tersine, savaş makinesi yalnızca kavramsaldır: bir düşünceye dair bir imgedir, nesnesi olmayan bir fikirdir, kişiye devletten kaçış çizgileri oluşturma imkanı veren bir tutarlılık düzlemidir. Düşünce, dil, siyasal eylem ve arzu, tüm bunlar savaş makinesinin “toplanışları” olabilirler.” Bizim oluşturduğumuz savaş makineleri devletin ya da iktidarın dışına çıkma becerileri olarak konumlandırırsam, yaptığım resimlerin bir düşünce, arzu olarak imgelersem kendimi var ettiğim bir var-olmayan yer inşası başlamış olur.  

 

Yaratılan bu inşanın içinde yaşadığımız şey başkasının fantezisi olma durumlarını tehşir etmek lazım. Savaş, şiddet, yıkım gibi kavramlar iktidarın insan benliğinde inşa ettiği arzulardır. Bu iktidarın devamlılığını sürdürürken özneyi kendi yaşamının nesnesi haline getiriyor. Sanat bu yaratımlara dışarıdan bakma imkanları sunacak ve bir direnişe dönüşecektir.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Yaşadığım şey nedir? Diye bir soruyla başlıyorum, hayatın imgelerine, yeniden bakmak istiyorum. Etrafımızda vuku bulan bütün olaylar ve olgular bizde yeni duygular yaratıyor. Yaratılan sözde duyguların ne kadarı bize ait. Ben kendimi dünya karşısına nasıl konumlandırıyorum? İktidar kendini var etmek için ortaya attığı bilgilerle yarattığı öznenin dışına nasıl çıkabilirim? Tam bu noktada sanat bana bir kaçış noktası sunuyor. İktidarın ifşası ve yeniden yapım sökümü kaçınılmaz hale geliyor. Saul Newman’ın Bakunin’den Lacan’a kitabından bir alıntı ile devam etmek istiyorum. 

 

“Savaş makinesi devlete bir dışarısı oluşturur. Devlet içsellikle nitelenirken savaş makinesi mutlak dışsallıkla nitelenir. Bununla birlikte, bu dışarısı nosyonunun anarşist doğa yasaları nosyonu gibi özcü olmadığı anlaşmalıdır. Tersine, savaş makinesi yalnızca kavramsaldır: bir düşünceye dair bir imgedir, nesnesi olmayan bir fikirdir, kişiye devletten kaçış çizgileri oluşturma imkanı veren bir tutarlılık düzlemidir. Düşünce, dil, siyasal eylem ve arzu, tüm bunlar savaş makinesinin “toplanışları” olabilirler.” Bizim oluşturduğumuz savaş makineleri devletin ya da iktidarın dışına çıkma becerileri olarak konumlandırırsam, yaptığım resimlerin bir düşünce, arzu olarak imgelersem kendimi var ettiğim bir var-olmayan yer inşası başlamış olur.  

 

Yaratılan bu inşanın içinde yaşadığımız şey başkasının fantezisi olma durumlarını tehşir etmek lazım. Savaş, şiddet, yıkım gibi kavramlar iktidarın insan benliğinde inşa ettiği arzulardır. Bu iktidarın devamlılığını sürdürürken özneyi kendi yaşamının nesnesi haline getiriyor. Sanat bu yaratımlara dışarıdan bakma imkanları sunacak ve bir direnişe dönüşecektir.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.