Seda Boy (İstanbul, 1991)

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü (2017)

Vesika, 2024

Porselen, 24k altın, led ışıklı kutu, pleksi cam, 72.5x52x5 cm

Seyirci etkisi, bir olay karşısında bireyin, başkalarının da tanık olması durumunda sorumluluğunu devredip pasif kalmasıdır; bu durum, toplumsal duyarsızlaşmaya ve eylemsizliğe yol açar.

Gözleri altından balçığa bulanmış, topluluğu temsil eden 168 portreden oluşan “Vesika”, insanın kendini güç, statü, kişisel çıkarların konforuyla sararak kitlesel çürümeye yol açan hareketsizlikle, çevresindeki olaylara karşı bilinçli bir körlük geliştirdiğini ifade etmektedir. Her bireyin sergilediği pasiflik onları neredeyse aynılaşan birer gölge haline getirmektedir.

Işık ile iki farklı dinamiğe sahip olan portrelerden oluşan eser; ışık olmadığında saf, parlak ve pürüzsüz görünerek bireylerin sorumluluktan arınmış, soyutlanmış halini vurgular.

Işık yandığında ise formda ortaya çıkan balçık izleri ve yer yer karanlıkta kalan alanlar ile görünenin ardında kalan derin boşluğu simgeler.

Bu portreler, insanlığın en derin korkuları ve kaçış mekanizmalarını sorgulayan bir anlatı sunmakta, sessizliğin ve hareketsizliğin altında yatan insani dinamikleri ve insan olmanın ne anlama geldiğini yeniden düşünmeye davet etmektedir.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Seyirci etkisi, bir olay karşısında bireyin, başkalarının da tanık olması durumunda sorumluluğunu devredip pasif kalmasıdır; bu durum, toplumsal duyarsızlaşmaya ve eylemsizliğe yol açar.

Gözleri altından balçığa bulanmış, topluluğu temsil eden 168 portreden oluşan “Vesika”, insanın kendini güç, statü, kişisel çıkarların konforuyla sararak kitlesel çürümeye yol açan hareketsizlikle, çevresindeki olaylara karşı bilinçli bir körlük geliştirdiğini ifade etmektedir. Her bireyin sergilediği pasiflik onları neredeyse aynılaşan birer gölge haline getirmektedir.

Işık ile iki farklı dinamiğe sahip olan portrelerden oluşan eser; ışık olmadığında saf, parlak ve pürüzsüz görünerek bireylerin sorumluluktan arınmış, soyutlanmış halini vurgular.

Işık yandığında ise formda ortaya çıkan balçık izleri ve yer yer karanlıkta kalan alanlar ile görünenin ardında kalan derin boşluğu simgeler.

Bu portreler, insanlığın en derin korkuları ve kaçış mekanizmalarını sorgulayan bir anlatı sunmakta, sessizliğin ve hareketsizliğin altında yatan insani dinamikleri ve insan olmanın ne anlama geldiğini yeniden düşünmeye davet etmektedir.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.