Rabia Kalyoncuoğlu (Karabük/1992)

Marmara Üniversitesi / Resim-İş Öğretmenliği Bölümü

Siz Hiç Istakoz Yediniz Mi?, 2021

Kâğıt üzerine karakalem, 115×150 cm

Bir sofranın başına toplanmış birbirinin yansıması aynı insanlar bir ıstakozu paylaşmak istiyorlar. Peki siz daha önce hiç ıstakoz yediniz mi?  Belki defalarca yediniz ya da hiç yemediniz ıstakozlar canlı bir şekilde sıcak suyun içine atılarak pişiriyor. Bir canlıya verilen bu acıyı onu tüketirken ne kadar farkındayız. Toplumun bir kesimi de ayni şekilde birçok acıyı canlı canlı yaşıyor masadaki ıstakoz herkesin erişimi yok sadece belli bir kesim o ıstakoza sahip ve o kesim onun nasıl pişirildiği ile ilgilenmiyor. Toplumda insanlar bir birilerinin nasıl zorluklar altında yaşadıklarını ve birlikte ne paylaştıklarını göz ardı etmekte.

Günümüz dünyasında metropolleşme ve sosyal medyanın etkisiyle birbirlerine benzeye çalışan ve kendi kimlikleri arasında sıkışan kaybolan bireyler kendilerine hayatta yer edinmek için yaşam savaşı verirler.  Toplumlardaki ekonomik sınıflandırılma ve alt üst ilişkisi ile zihnimize giydirilmiş kimlikleri reddederek kendi kimliklerini bulmaya çalışarak bir arayış içerisindedirler. Başkalarına benzeyemeye çalışan, özenen bu insanlar birbirlerinin hayatlarını yaşasalardı farlı bir düzen oluşur muydu?  İnsanların tek tip olma arzusuyla hissizleştirmekte, duygusuzlaşmakta ve bunlar arasında yaşamı boyunca bir arayış, kendilerini fark ettirme anlama ve anlatmaya dair bir uğraş içindedirler. Günümüz dünyasında hayattaki kabul görme arayışında başka canlılara ve doğaya ne kadar değer verdiğimizi sorgulamamız gerekiyor. Peki bu sofrayı hayatımızla bağdaştırırsak sofradaki payınıza düşer.

 

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Bir sofranın başına toplanmış birbirinin yansıması aynı insanlar bir ıstakozu paylaşmak istiyorlar. Peki siz daha önce hiç ıstakoz yediniz mi?  Belki defalarca yediniz ya da hiç yemediniz ıstakozlar canlı bir şekilde sıcak suyun içine atılarak pişiriyor. Bir canlıya verilen bu acıyı onu tüketirken ne kadar farkındayız. Toplumun bir kesimi de ayni şekilde birçok acıyı canlı canlı yaşıyor masadaki ıstakoz herkesin erişimi yok sadece belli bir kesim o ıstakoza sahip ve o kesim onun nasıl pişirildiği ile ilgilenmiyor. Toplumda insanlar bir birilerinin nasıl zorluklar altında yaşadıklarını ve birlikte ne paylaştıklarını göz ardı etmekte.

Günümüz dünyasında metropolleşme ve sosyal medyanın etkisiyle birbirlerine benzeye çalışan ve kendi kimlikleri arasında sıkışan kaybolan bireyler kendilerine hayatta yer edinmek için yaşam savaşı verirler.  Toplumlardaki ekonomik sınıflandırılma ve alt üst ilişkisi ile zihnimize giydirilmiş kimlikleri reddederek kendi kimliklerini bulmaya çalışarak bir arayış içerisindedirler. Başkalarına benzeyemeye çalışan, özenen bu insanlar birbirlerinin hayatlarını yaşasalardı farlı bir düzen oluşur muydu?  İnsanların tek tip olma arzusuyla hissizleştirmekte, duygusuzlaşmakta ve bunlar arasında yaşamı boyunca bir arayış, kendilerini fark ettirme anlama ve anlatmaya dair bir uğraş içindedirler. Günümüz dünyasında hayattaki kabul görme arayışında başka canlılara ve doğaya ne kadar değer verdiğimizi sorgulamamız gerekiyor. Peki bu sofrayı hayatımızla bağdaştırırsak sofradaki payınıza düşer.

 

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.