ZEYRA (İstanbul, 2003)

İstanbul Topkapı Üniversitesi, Resim Bölümü

Metamorfoz III, 2025

Tuval üzerine akrilik boya, 85×170 cm 

Acrylic paint on canvas, 85×170 cm

Eser Şiir: 

Binlerce ruhun sevgisiyim ben, 

binlerce öfkenin sancısıyım aynı zamanda. 

Bir doğuş var içimde, bir gökdelenin yıkımı gibi; 

bir sancı var içimde, ölümden sonraki huzur gibi. 

Çığlıklar dönüşüyor kahkahalara, 

öfkeler dönüşüyor benliklere. 

Karma karışık bir denklem var en merkezimde: 

bir mesafe var, bir ben kadar; 

bir cevap var, bir benlik kadar. 

 

Bu üçlü seri, bireyin öz kimliğini arayış sürecinde yaşadığı çözülme, çoğalma ve yeniden kurulma evrelerini simgeler. Figürlerdeki deformasyonlar, toplumun dayattığı rollerin ve gölge kimliğin görsel yankılarıdır. Beden burada yalnızca anatomik bir form değil; bastırılmış benliğin, içsel çatışmaların ve yüzleşmeye cesaret edilen gölge yanların açığa çıktığı bir yüzeydir. Kimlik çoğu zaman sessiz bir bedenin içinde gizlenir ve kimi zaman, ancak o beden parçalandığında dile gelir. 

 

This triptych symbolizes the stages of dissolution, multiplication, and reconstruction that an individual undergoes in the search for their true identity. The deformations in the figures are visual echoes of the roles imposed by society and the shadow self. Here, the body is not merely an anatomical form; it becomes a surface where the repressed self, inner conflicts, and the shadow aspects one dares to confront emerge. Identity often remains hidden within a silent body and sometimes speaks only when that body is fragmented. 

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Eser Şiir: 

Binlerce ruhun sevgisiyim ben, 

binlerce öfkenin sancısıyım aynı zamanda. 

Bir doğuş var içimde, bir gökdelenin yıkımı gibi; 

bir sancı var içimde, ölümden sonraki huzur gibi. 

Çığlıklar dönüşüyor kahkahalara, 

öfkeler dönüşüyor benliklere. 

Karma karışık bir denklem var en merkezimde: 

bir mesafe var, bir ben kadar; 

bir cevap var, bir benlik kadar. 

 

Bu üçlü seri, bireyin öz kimliğini arayış sürecinde yaşadığı çözülme, çoğalma ve yeniden kurulma evrelerini simgeler. Figürlerdeki deformasyonlar, toplumun dayattığı rollerin ve gölge kimliğin görsel yankılarıdır. Beden burada yalnızca anatomik bir form değil; bastırılmış benliğin, içsel çatışmaların ve yüzleşmeye cesaret edilen gölge yanların açığa çıktığı bir yüzeydir. Kimlik çoğu zaman sessiz bir bedenin içinde gizlenir ve kimi zaman, ancak o beden parçalandığında dile gelir. 

 

This triptych symbolizes the stages of dissolution, multiplication, and reconstruction that an individual undergoes in the search for their true identity. The deformations in the figures are visual echoes of the roles imposed by society and the shadow self. Here, the body is not merely an anatomical form; it becomes a surface where the repressed self, inner conflicts, and the shadow aspects one dares to confront emerge. Identity often remains hidden within a silent body and sometimes speaks only when that body is fragmented. 

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.