GÖZDE MULLA (Ankara, 1986)

Hacettepe Üniversitesi, Resim Ana Sanat Dalı

Mekân Deneyimleri Serisi “arada, orada, şurada, burada” 1-9 / Space Experiences Series “in between, there, here”, 2025

Kâğıt üzerine karakalem, 26×26.5 cm (her biri)

Pencil on paper, 26×26.5 cm (each) 

Gündelik hayatta kapı ile olan ilişkimizi pasif ve işlevsel bir eylem olarak sürdürüyor olsak da kapıyı mekânın sorgulanması bakımından önemli bir yere koyabiliriz. İçeriyle dışarıyı, bir mekanla diğerini birbirine bağlayan kapı, hareket ve eylemiyle, aslında mekânı güncel tutar. Karşıtlıkları kendinde birleştiren bir nesnedir. Bedenimiz aracılığıyla, durumumuzu, konumumuzu mekânsal olarak değiştirir. Mekanla kurduğumuz ilişki, ilk başta kapı ile sağlanır. Bu ilişki kimi zaman kapıyı kapatıp içeride kalarak kimi zaman da kapıdan dışarı çıkarak kendi dilini bulur.

Bir yandan mekânın kendisini bir yandan da mekânda bulunulan yerin sorgulandığı bu desenler hem biçimsel hem de düşünsel olarak içinde bulunduğumuz eşiği yansıtması bakımından belli belirsiz bir yer sunar. Boşluğun içinde, sanki hiçbir duvar ya da zemine bağlı olmayan kapılar ve mekanların figürlerle olan ilişkisi hem içeride hem dışarıda / ne içeride ne dışarıda devam eder. Bu da mekânda bir gerilim yaratır. Boşlukta duran kapının kararsızlığına karşın figürlerin ayağını zemine sağlam basması bir karşıtlık içerir. Karşıtlıklar ile kurulmuş olan eşik kavramı mekâna bir tekinsizlik katar. Eşik, bireye kendini orada veya burada hissetme hali dışında, arada olma duygusunu yansıtır.

 

Although our relationship with the door in everyday life tends to be passive and functional, the door holds significant importance when it comes to questioning space. Connecting the inside and the outside, one space and another, the door—with its movement and action—keeps space alive and current. It is an object that unites opposites within itself. Through our bodies, it spatially alters our situation and position. Our relationship with space is first established through the door. This relationship finds its expression either by closing the door and remaining inside or by stepping outside through it.

The patterns that question both the space itself and the position within it present a subtle and ambiguous realm that reflects the threshold we inhabit—both formally and conceptually. Within the void, doors and spaces appear as if detached from any wall or ground, and their interaction with figures continues both inside and outside / neither inside nor outside. This creates a tension within the space. The instability of the door suspended in emptiness contrasts with the figures’ firm grounding on the floor. The threshold, constructed through these oppositions, introduces an uncanny quality to the space. It reflects a state of being in between—beyond simply feeling oneself here or there.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Gündelik hayatta kapı ile olan ilişkimizi pasif ve işlevsel bir eylem olarak sürdürüyor olsak da kapıyı mekânın sorgulanması bakımından önemli bir yere koyabiliriz. İçeriyle dışarıyı, bir mekanla diğerini birbirine bağlayan kapı, hareket ve eylemiyle, aslında mekânı güncel tutar. Karşıtlıkları kendinde birleştiren bir nesnedir. Bedenimiz aracılığıyla, durumumuzu, konumumuzu mekânsal olarak değiştirir. Mekanla kurduğumuz ilişki, ilk başta kapı ile sağlanır. Bu ilişki kimi zaman kapıyı kapatıp içeride kalarak kimi zaman da kapıdan dışarı çıkarak kendi dilini bulur.

Bir yandan mekânın kendisini bir yandan da mekânda bulunulan yerin sorgulandığı bu desenler hem biçimsel hem de düşünsel olarak içinde bulunduğumuz eşiği yansıtması bakımından belli belirsiz bir yer sunar. Boşluğun içinde, sanki hiçbir duvar ya da zemine bağlı olmayan kapılar ve mekanların figürlerle olan ilişkisi hem içeride hem dışarıda / ne içeride ne dışarıda devam eder. Bu da mekânda bir gerilim yaratır. Boşlukta duran kapının kararsızlığına karşın figürlerin ayağını zemine sağlam basması bir karşıtlık içerir. Karşıtlıklar ile kurulmuş olan eşik kavramı mekâna bir tekinsizlik katar. Eşik, bireye kendini orada veya burada hissetme hali dışında, arada olma duygusunu yansıtır.

 

Although our relationship with the door in everyday life tends to be passive and functional, the door holds significant importance when it comes to questioning space. Connecting the inside and the outside, one space and another, the door—with its movement and action—keeps space alive and current. It is an object that unites opposites within itself. Through our bodies, it spatially alters our situation and position. Our relationship with space is first established through the door. This relationship finds its expression either by closing the door and remaining inside or by stepping outside through it.

The patterns that question both the space itself and the position within it present a subtle and ambiguous realm that reflects the threshold we inhabit—both formally and conceptually. Within the void, doors and spaces appear as if detached from any wall or ground, and their interaction with figures continues both inside and outside / neither inside nor outside. This creates a tension within the space. The instability of the door suspended in emptiness contrasts with the figures’ firm grounding on the floor. The threshold, constructed through these oppositions, introduces an uncanny quality to the space. It reflects a state of being in between—beyond simply feeling oneself here or there.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.