Kanat AKAR (Ankara, 1991)

Maryland Institute College of Art, Photographic and Electronic Media

Komşu, 2018

İki-Kanal Video Enstalasyonu, 17 Dakika, Dijital, Renkli, Stereo Ses
Tuval Üzerine Dijital Projeksiyon

Sokak ve belgesel fotoğrafçılığına olan ilgim ve manalı bir karenin peşinde koşma eylemi içimde yaşadığım dünyayı ve etrafımdaki insanları daha iyi anlayabilmek merakını uyandırdı. Fotoğraf çekmeye başladığımdan beri etrafımdaki dünyaya daha farklı bir gözle bakıyor, hikayeler anlatmak için görsel ipuçları arıyor ve anlatırken de kendi hikayemi keşfediyorum. Fotoğraf ve video kullanarak insan hikayelerini çalışmalarımın merkezinde tutarken, sosyal ve politik çağdaş meselelerin içinde daha büyük fikirleri keşfedebilmek adına kendime sanat yoluyla bir alan talep etmekteyim; bunu da insanların günlük hikayeleri ve deneyimlerinin içinde aramaktayım.

Anavatanlarının, kendilerinin ve çocuklarının geleceklerindeki belirsizlik ile birlikte, dünyanın dört bir yanına dağılmış milyonlarca Suriyelinin vatandaşlık ve yurttaşlık hakları da öte yandan belirsiz. Benim mülteci krizine yaklaşımım ise Türkiye’de doğmuş ve büyümüş bir vatandaşın, bir komşunun ve çok yakın bir tanığın bakış açısındandır. ‘Komşu’ projesi 13 yaşındaki Arif’in fotoğrafları etrafında şekillenmeye başladı. Arif Türkiye’ye ailesi ile birlikte 2015 yılında mülteci olarak felaketleri en derinden hissetmiş Halep’ten göç ederek geldiler. 2017 yılının yaz aylarında Arif arkadaşlarını ve yaşadığı çevreyi kendi bakış açısıyla fotoğrafladı. Bu fotoğraflar bir kriz tarafından etkilenmiş ve yön verilmiş bir hayatın belgeleri aslında. Arif üç milyona yakın mültecinin Türkiye sınırlarına kabul edilmesinin ardından büyümeye başlayan tartışma ve ihtilafların gölgesinde Ankara’nın bir mahallesinin sokaklarında her gün kağıt toplayarak ailesinin geçimine katkıda bulunmaya çalışıyor.

5 ay sonra, 2018’in kışında, Arif ve ailesi yaşadıkları mahallede çıkan bir tartışma sebebiyle taşınmaya karar vermişler. ‘Komşu’ kendimizi Arif’in yaşadığı mahallenin içinde bulana dek onun çektiği fotoğrafları takip eder. Böylelikle en basit seyahat biçimiyle bir bağlantı kurulmuş olur: yürüyerek. Arif’in fotoğrafladıklarını fotoğraflamadıklarına bağlar. Böylelikle videonun süresi de bir anlam kazanmış olur, çünkü videonun uzunluğu fiziksel olarak bir mesafeyi de tasvir etmeye başlar. Aidiyet ve özlem, geçicilik ve görünmezlik, tanıdık ve öteki arasındaki mesafeyi.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Sokak ve belgesel fotoğrafçılığına olan ilgim ve manalı bir karenin peşinde koşma eylemi içimde yaşadığım dünyayı ve etrafımdaki insanları daha iyi anlayabilmek merakını uyandırdı. Fotoğraf çekmeye başladığımdan beri etrafımdaki dünyaya daha farklı bir gözle bakıyor, hikayeler anlatmak için görsel ipuçları arıyor ve anlatırken de kendi hikayemi keşfediyorum. Fotoğraf ve video kullanarak insan hikayelerini çalışmalarımın merkezinde tutarken, sosyal ve politik çağdaş meselelerin içinde daha büyük fikirleri keşfedebilmek adına kendime sanat yoluyla bir alan talep etmekteyim; bunu da insanların günlük hikayeleri ve deneyimlerinin içinde aramaktayım.

Anavatanlarının, kendilerinin ve çocuklarının geleceklerindeki belirsizlik ile birlikte, dünyanın dört bir yanına dağılmış milyonlarca Suriyelinin vatandaşlık ve yurttaşlık hakları da öte yandan belirsiz. Benim mülteci krizine yaklaşımım ise Türkiye’de doğmuş ve büyümüş bir vatandaşın, bir komşunun ve çok yakın bir tanığın bakış açısındandır. ‘Komşu’ projesi 13 yaşındaki Arif’in fotoğrafları etrafında şekillenmeye başladı. Arif Türkiye’ye ailesi ile birlikte 2015 yılında mülteci olarak felaketleri en derinden hissetmiş Halep’ten göç ederek geldiler. 2017 yılının yaz aylarında Arif arkadaşlarını ve yaşadığı çevreyi kendi bakış açısıyla fotoğrafladı. Bu fotoğraflar bir kriz tarafından etkilenmiş ve yön verilmiş bir hayatın belgeleri aslında. Arif üç milyona yakın mültecinin Türkiye sınırlarına kabul edilmesinin ardından büyümeye başlayan tartışma ve ihtilafların gölgesinde Ankara’nın bir mahallesinin sokaklarında her gün kağıt toplayarak ailesinin geçimine katkıda bulunmaya çalışıyor.

5 ay sonra, 2018’in kışında, Arif ve ailesi yaşadıkları mahallede çıkan bir tartışma sebebiyle taşınmaya karar vermişler. ‘Komşu’ kendimizi Arif’in yaşadığı mahallenin içinde bulana dek onun çektiği fotoğrafları takip eder. Böylelikle en basit seyahat biçimiyle bir bağlantı kurulmuş olur: yürüyerek. Arif’in fotoğrafladıklarını fotoğraflamadıklarına bağlar. Böylelikle videonun süresi de bir anlam kazanmış olur, çünkü videonun uzunluğu fiziksel olarak bir mesafeyi de tasvir etmeye başlar. Aidiyet ve özlem, geçicilik ve görünmezlik, tanıdık ve öteki arasındaki mesafeyi.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.