EKİN KEMAL DÜZ (Antalya, 1999)

Hacettepe Üniversitesi, Heykel Bölümü

Geçmişte evin parçası / Part of the house in the past, 2025

Parke, süpürgelik, alçıpan ve boya, 100x170x90 cm

Parquet, baseboard, drywall and paint, 100x170x90 cm

Mekân, yalnızca dört duvarın ve bir zeminin oluşturduğu fiziksel bir sınır değil; hafızanın, duyumların ve anıların iç içe geçtiği yaşayan bir organizmadır. Bu enstalasyon, mekânın bu çok katmanlı doğasını görünür kılarak, zemin ile duvar arasındaki alışıldık ilişkiyi bozup yeniden kurgular. Böylece mekânın durağan değil; aksine akışkan, dönüştürülebilir ve zamansız bir varlık olduğunu ortaya koyar.

Duvara tırmanan, biçimi bozulmuş parke döşemesi, mekâna yüklenen anlamların sürekliliğini ve geçmişin izlerini taşır. Katı yüzeylerin kesiştiği noktada, zemin artık yalnızca üzerinde yürünecek bir yüzey olmaktan çıkar; anıların tutunduğu, geçmişin şimdiki zamana sızdığı bir düzleme dönüşür.

Sanatçı, geometrik kesinliğin ötesine geçerek mekânın zamansal ve duygusal derinliğini açığa çıkarır; böylece mekânın şiirselliğini yeniden şekillendirir. Eser, mekânın yalnızca bir hacim değil, yaşanmışlıklarla dokunmuş, hafızanın değişken bir alanı olduğunu fısıldar. Düzensizce yükselen parke parçaları duvarın katılığını sorgularken izleyiciyi geçmişin yankıları arasında dolaşmaya ve mekânın sınırların toplamından ibaret olmadığını fark etmeye davet eder.


The space is not merely a physical boundary formed by four walls and a floor; it is a living organism where memory, sensations, and experiences intertwine.
This installation reveals the multilayered nature of space by disrupting and reconfiguring the conventional relationship between floor and wall. In doing so, it presents space not as static but as fluid, transformable, and timeless.

The deformed parquet flooring climbing up the wall carries traces of the past and the continuity of meanings embedded within the space. At the point where solid surfaces intersect, the floor ceases to be merely a surface to walk on; it becomes a plane where memories cling and the past seeps into the present.

By moving beyond geometric precision, the artist unveils the temporal and emotional depth of space, reshaping its inherent poetry. The work whispers that space is not simply a volume, but a mutable field woven with lived experiences and memory. As the uneven parquet pieces rise irregularly and challenge the rigidity of the wall, the viewer is invited to wander among echoes of the past and to realize that space is far more than the sum of its boundaries.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

Mekân, yalnızca dört duvarın ve bir zeminin oluşturduğu fiziksel bir sınır değil; hafızanın, duyumların ve anıların iç içe geçtiği yaşayan bir organizmadır. Bu enstalasyon, mekânın bu çok katmanlı doğasını görünür kılarak, zemin ile duvar arasındaki alışıldık ilişkiyi bozup yeniden kurgular. Böylece mekânın durağan değil; aksine akışkan, dönüştürülebilir ve zamansız bir varlık olduğunu ortaya koyar.

Duvara tırmanan, biçimi bozulmuş parke döşemesi, mekâna yüklenen anlamların sürekliliğini ve geçmişin izlerini taşır. Katı yüzeylerin kesiştiği noktada, zemin artık yalnızca üzerinde yürünecek bir yüzey olmaktan çıkar; anıların tutunduğu, geçmişin şimdiki zamana sızdığı bir düzleme dönüşür.

Sanatçı, geometrik kesinliğin ötesine geçerek mekânın zamansal ve duygusal derinliğini açığa çıkarır; böylece mekânın şiirselliğini yeniden şekillendirir. Eser, mekânın yalnızca bir hacim değil, yaşanmışlıklarla dokunmuş, hafızanın değişken bir alanı olduğunu fısıldar. Düzensizce yükselen parke parçaları duvarın katılığını sorgularken izleyiciyi geçmişin yankıları arasında dolaşmaya ve mekânın sınırların toplamından ibaret olmadığını fark etmeye davet eder.


The space is not merely a physical boundary formed by four walls and a floor; it is a living organism where memory, sensations, and experiences intertwine.
This installation reveals the multilayered nature of space by disrupting and reconfiguring the conventional relationship between floor and wall. In doing so, it presents space not as static but as fluid, transformable, and timeless.

The deformed parquet flooring climbing up the wall carries traces of the past and the continuity of meanings embedded within the space. At the point where solid surfaces intersect, the floor ceases to be merely a surface to walk on; it becomes a plane where memories cling and the past seeps into the present.

By moving beyond geometric precision, the artist unveils the temporal and emotional depth of space, reshaping its inherent poetry. The work whispers that space is not simply a volume, but a mutable field woven with lived experiences and memory. As the uneven parquet pieces rise irregularly and challenge the rigidity of the wall, the viewer is invited to wander among echoes of the past and to realize that space is far more than the sum of its boundaries.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.