Tıfak Arslan (İstanbul,1993)
Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Resim Bölümü, Yüksek Lisans
Evdeki Hatıralar 1, 2024
Tuval üzeri yağlıboya, 140×120 cm
Evdeki Hatıralar 2, 2024, Tuval üzeri yağlıboya, 130×110 cm
Bu sergideki resimler, insanın doğayla, dünyayla ve kendi içsel benliğiyle kurduğu çok katmanlı ilişkiyi, kırılganlık ve süreksizlik üzerinden incelikli bir dille sunuyor. Taşların üzerine kurulu evler, insanın hem köklenme hem de sığınma arzusunun geçici ve daimi çelişkisini temsil ederken, bir yandan da bu arzunun aslında ne kadar kırılgan ve kaygan bir zeminde var olduğunu gözler önüne seriyor. Doğayı temsil eden hayvan figürleri, insanın kendini ayırdığı ve çoğu zaman yabancılaştığı doğayla olan bağlarına birer hatırlatıcı olarak yer alıp; onların dingin ve zamansız varlığı, insanın unuttuğu doğal kökenlerine sessizce bir gönderme yapıyor. Yalnız figürler, bireyin karmaşası ve belirsizliği ile doğanın sessiz ama dirayetli yapısını simgelerken, izleyiciyi doğaya yeniden bakmaya, kaybolmuş köklerini hatırlamaya davet ediyor. Resimlerde ki, zamansız boş alanlar ise izleyiciye kendi içsel dünyasına bir ayna tutma fırsatı sunarken, aidiyet ve kimlik arayışının belirsizliğini, insanın varoluşuna dair yüzleşmelerini ve anlam arayışını soyut bir şekilde gözler önüne seriyor. Evler, hayvanlar ve boşluklar arasındaki bu derin, görsel diyalog, izleyiciyi bir gözlemci olmaktan çok, aidiyetin kırılganlığını ve insanın kökleriyle olan bağlantılarını yeniden sorgulamaya yönlendiren meditatif bir alan yaratıyor.
Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.
Bu sergideki resimler, insanın doğayla, dünyayla ve kendi içsel benliğiyle kurduğu çok katmanlı ilişkiyi, kırılganlık ve süreksizlik üzerinden incelikli bir dille sunuyor. Taşların üzerine kurulu evler, insanın hem köklenme hem de sığınma arzusunun geçici ve daimi çelişkisini temsil ederken, bir yandan da bu arzunun aslında ne kadar kırılgan ve kaygan bir zeminde var olduğunu gözler önüne seriyor. Doğayı temsil eden hayvan figürleri, insanın kendini ayırdığı ve çoğu zaman yabancılaştığı doğayla olan bağlarına birer hatırlatıcı olarak yer alıp; onların dingin ve zamansız varlığı, insanın unuttuğu doğal kökenlerine sessizce bir gönderme yapıyor. Yalnız figürler, bireyin karmaşası ve belirsizliği ile doğanın sessiz ama dirayetli yapısını simgelerken, izleyiciyi doğaya yeniden bakmaya, kaybolmuş köklerini hatırlamaya davet ediyor. Resimlerde ki, zamansız boş alanlar ise izleyiciye kendi içsel dünyasına bir ayna tutma fırsatı sunarken, aidiyet ve kimlik arayışının belirsizliğini, insanın varoluşuna dair yüzleşmelerini ve anlam arayışını soyut bir şekilde gözler önüne seriyor. Evler, hayvanlar ve boşluklar arasındaki bu derin, görsel diyalog, izleyiciyi bir gözlemci olmaktan çok, aidiyetin kırılganlığını ve insanın kökleriyle olan bağlantılarını yeniden sorgulamaya yönlendiren meditatif bir alan yaratıyor.
Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.