HALİSE KANAL (İstanbul, 1987)
Yeditepe Üniversitesi, Plastik Sanatlar ve Resim
Dünyaları verseler / Even If the World Were Given, 2025
Enstalasyon, cam, 150×150 cm (85 adet)
Installation, glass, 150×150 cm (85 pieces)
“Dünyaları verseler” isimli çalışma, cam formlardan oluşan bulut, hem fiziksel bir doğa olayı hem de düşünsel bir metafor olarak okunabilir. Sanatçı, bulutun oluşum sürecini cam içinde buharlaşan ve yoğunlaşan su aracılığıyla görünür hâle getirerek izleyiciyi doğal döngülere tanıklık etmeye davet eder. Bu süreç, sadece estetik bir form sunmaz; aynı zamanda değişim, belirsizlik ve görünmez yapıları temsil eder. Sosyal sistemlerin de bulut gibi şekilsiz ve geçici olduğu düşüncesinden yola çıkan sanatçı, bu eseriyle görünmeyen politik ve toplumsal yapıları sorgular. Cam ve suyun birlikte kullanımı, ışığın maddeyle etkileşimini ve enerjinin dönüşümünü sanatsal bir anlatı düzlemine taşır. Güneş ışınlarının cam yüzeyde hapsolmasıyla oluşan sera etkisi, iklim değişikliği bağlamında insanın doğa üzerindeki etkilerine dair eleştirel bir bakış sunar. Enstalasyon, fiziksel enerjilerin görsel yansımaları üzerinden izleyiciyi düşünmeye teşvik ederken, doğa ile insan yapımı sistemler arasındaki etkileşimi hem fiziksel hem sembolik olarak temsil eder. Bilim ve sanatın kesişiminde yer alan bu çalışma, estetik bir ifade biçimi olduğu kadar, termodinamik süreçlerin anlaşılmasına yönelik pedagojik bir araç olarak da değerlendirilebilir.
The work titled “Even If the World Were Given” is a cloud composed of glass forms that can be interpreted both as a physical natural phenomenon and a conceptual metaphor. The artist makes the cloud formation process visible through the evaporation and condensation of water within the glass, inviting viewers to witness natural cycles. This process offers more than just an aesthetic form; it also symbolizes transformation, uncertainty, and invisible structures. Drawing from the idea that social systems—like clouds—are formless and transient, the artist uses this work to question unseen political and societal structures. The combined use of glass and water brings the interaction between light and matter, as well as the transformation of energy, into an artistic narrative. The greenhouse effect created as sunlight becomes trapped on the glass surface provides a critical perspective on humanity’s impact on nature within the context of climate change. The installation encourages viewers to reflect on the visual manifestations of physical energies while representing the interaction between natural and human-made systems both physically and symbolically. Situated at the intersection of art and science, this work serves not only as an aesthetic expression but also as a pedagogical tool for understanding thermodynamic processes.
Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.
“Dünyaları verseler” isimli çalışma, cam formlardan oluşan bulut, hem fiziksel bir doğa olayı hem de düşünsel bir metafor olarak okunabilir. Sanatçı, bulutun oluşum sürecini cam içinde buharlaşan ve yoğunlaşan su aracılığıyla görünür hâle getirerek izleyiciyi doğal döngülere tanıklık etmeye davet eder. Bu süreç, sadece estetik bir form sunmaz; aynı zamanda değişim, belirsizlik ve görünmez yapıları temsil eder. Sosyal sistemlerin de bulut gibi şekilsiz ve geçici olduğu düşüncesinden yola çıkan sanatçı, bu eseriyle görünmeyen politik ve toplumsal yapıları sorgular. Cam ve suyun birlikte kullanımı, ışığın maddeyle etkileşimini ve enerjinin dönüşümünü sanatsal bir anlatı düzlemine taşır. Güneş ışınlarının cam yüzeyde hapsolmasıyla oluşan sera etkisi, iklim değişikliği bağlamında insanın doğa üzerindeki etkilerine dair eleştirel bir bakış sunar. Enstalasyon, fiziksel enerjilerin görsel yansımaları üzerinden izleyiciyi düşünmeye teşvik ederken, doğa ile insan yapımı sistemler arasındaki etkileşimi hem fiziksel hem sembolik olarak temsil eder. Bilim ve sanatın kesişiminde yer alan bu çalışma, estetik bir ifade biçimi olduğu kadar, termodinamik süreçlerin anlaşılmasına yönelik pedagojik bir araç olarak da değerlendirilebilir.
The work titled “Even If the World Were Given” is a cloud composed of glass forms that can be interpreted both as a physical natural phenomenon and a conceptual metaphor. The artist makes the cloud formation process visible through the evaporation and condensation of water within the glass, inviting viewers to witness natural cycles. This process offers more than just an aesthetic form; it also symbolizes transformation, uncertainty, and invisible structures. Drawing from the idea that social systems—like clouds—are formless and transient, the artist uses this work to question unseen political and societal structures. The combined use of glass and water brings the interaction between light and matter, as well as the transformation of energy, into an artistic narrative. The greenhouse effect created as sunlight becomes trapped on the glass surface provides a critical perspective on humanity’s impact on nature within the context of climate change. The installation encourages viewers to reflect on the visual manifestations of physical energies while representing the interaction between natural and human-made systems both physically and symbolically. Situated at the intersection of art and science, this work serves not only as an aesthetic expression but also as a pedagogical tool for understanding thermodynamic processes.
Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.
