FERİT CİHAT SERTKAYA (Ankara, 1992)

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Sanatta Yeterlik, Seramik Bölümū

Çatalhöyük’te Süprematist Denge / Suprematist Balance in Çatalhöyük, 2025

Seramik, elle şekillendirme, elektrikli pişirim, 75x28x20(h) cm

Ceramics, hand shaping, electric firing, 75x28x20(h) cm

“Çatalhöyük’te Süprematist Denge” adlı çalışma, Çatalhöyük’ün hiyerarşik olmayan ve modüler yerleşim düzenini, Süprematizm’in soyut ve geometrik form anlayışıyla ilişkilendiren çağdaş bir yorumdur. Toprağın kızıl ve kahverengi tonları Anadolu’nun arkeolojik hafızasına gönderme yaparken, geometrik hacimler Süprematist sanatın idealize edilmiş biçimlerini yansıtmaktadır.

Delikler, geçitler ve merdivenler, Çatalhöyük’ün çatıdan giriş sistemine atıfta bulunarak mekânsal süreklilik ve ritim yaratır. Yatay ve dikey hacimlerin durağanlığı, eğimli yüzeylerle dinamik bir ifadeye dönüşmekte; doluluk-boşluk dengesi ise Süprematist mekânsal kurguyla örtüşmektedir.

Dokulu yüzeyler, arkeolojik katmanların organik izlerini taşırken; geometrik düzlemlerle kurulan kontrast, tarihsel bağlam ile modernist soyutlama arasında bir köprü oluşturmaktadır.

Sonuç olarak eser, Çatalhöyük’ün mimari mirasını Süprematist estetikle bütünleştirerek geçmiş ile çağdaş sanat anlayışları arasında özgün bir sentez sunmaktadır.

  

The work “Suprematist Balance in Çatalhöyük” is a contemporary interpretation that connects the non-hierarchical and modular settlement pattern of Çatalhöyük with the abstract and geometric form language of Suprematism. While the red and brown earth tones refer to the archaeological memory of Anatolia, the geometric volumes reflect the idealized forms of Suprematist art.

The openings, passages, and stair elements allude to the rooftop entry system of Çatalhöyük, creating spatial continuity and rhythm. The stillness of horizontal and vertical volumes transforms into a dynamic expression through inclined surfaces, while the balance of solid and void corresponds to Suprematist spatial constructs.

Textured surfaces carry the organic traces of archaeological layers, whereas the contrasts established with geometric planes build a bridge between historical context and modernist abstraction.

Ultimately, the work integrates the architectural heritage of Çatalhöyük with Suprematist aesthetics, offering a unique synthesis between the past and contemporary artistic practices.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.

“Çatalhöyük’te Süprematist Denge” adlı çalışma, Çatalhöyük’ün hiyerarşik olmayan ve modüler yerleşim düzenini, Süprematizm’in soyut ve geometrik form anlayışıyla ilişkilendiren çağdaş bir yorumdur. Toprağın kızıl ve kahverengi tonları Anadolu’nun arkeolojik hafızasına gönderme yaparken, geometrik hacimler Süprematist sanatın idealize edilmiş biçimlerini yansıtmaktadır.

Delikler, geçitler ve merdivenler, Çatalhöyük’ün çatıdan giriş sistemine atıfta bulunarak mekânsal süreklilik ve ritim yaratır. Yatay ve dikey hacimlerin durağanlığı, eğimli yüzeylerle dinamik bir ifadeye dönüşmekte; doluluk-boşluk dengesi ise Süprematist mekânsal kurguyla örtüşmektedir.

Dokulu yüzeyler, arkeolojik katmanların organik izlerini taşırken; geometrik düzlemlerle kurulan kontrast, tarihsel bağlam ile modernist soyutlama arasında bir köprü oluşturmaktadır.

Sonuç olarak eser, Çatalhöyük’ün mimari mirasını Süprematist estetikle bütünleştirerek geçmiş ile çağdaş sanat anlayışları arasında özgün bir sentez sunmaktadır.

  

The work “Suprematist Balance in Çatalhöyük” is a contemporary interpretation that connects the non-hierarchical and modular settlement pattern of Çatalhöyük with the abstract and geometric form language of Suprematism. While the red and brown earth tones refer to the archaeological memory of Anatolia, the geometric volumes reflect the idealized forms of Suprematist art.

The openings, passages, and stair elements allude to the rooftop entry system of Çatalhöyük, creating spatial continuity and rhythm. The stillness of horizontal and vertical volumes transforms into a dynamic expression through inclined surfaces, while the balance of solid and void corresponds to Suprematist spatial constructs.

Textured surfaces carry the organic traces of archaeological layers, whereas the contrasts established with geometric planes build a bridge between historical context and modernist abstraction.

Ultimately, the work integrates the architectural heritage of Çatalhöyük with Suprematist aesthetics, offering a unique synthesis between the past and contemporary artistic practices.

Sanatçı ve eserle ilgili daha fazla bilgi almak için info@base.ist adresine e-posta atmanızı rica ederiz.